27 Mart 2012 Salı
27 MART 2012 DÜNYA TİYATROLAR GÜNÜ İçin
Tiyatro sanatı, doğayı algılamaya, anlamaya başlayan insanoğlu ile başladı.. Binlerce yıl önce bir kaos olarak görünen doğayı ve evreni kavramaya yorumlamaya onu taklit ederek dengelemeye çalışan insanoğlu hem kendini hem yaşadığı toplulukları düzene koydu. Tiyatro insanın doğa ve toplum karşısında düşünen eyleme geçen, yanlışı doğruyu ayırdeden en önemli özelliğini belirlemektedir. Kötülüğü, İyiliği ayırt eden çok güçlü bir sanat oluştu böylece.. Yüzyıllar boyunca tiyatro sanatçılarının kaleminden dilinden rolünden çıkan eleştirinin keskin gücü, savaş acılarını, zulme karşı direnişi, en önemlisi de insan olma erdemlerini hep gündemde tuttu..
Tiyatro sanatını binlerce yıldır var eden işte o, cesur özelliğidir. Tiyatro, en zalim kralların, diktatörlerin dönemlerinde bile keskin eleştirisini insana insanca, tiyatroca aktarmayı başarmıştır. Sophokles, Antigone’de döneminin insana aykırı yasalarını insanca direniş ve haykırışla verebilmiştir topluma. Moliere, döneminin hakim sınıfı burjuvaların sonradan görmeliklerini, yalancı din adamlarını sahneye getirebilmiştir. Beumarchais, Figaro’nun Düğünü gibi bir oyunla aristokratların sorgulanamayan haksızlığını sergileyebilmiştir. Brecht, bütün dünyanın kapitalist çarklarını görüp değerlendirmemiz için yepyeni bir tiyatro anlayışı, yepyeni bir seyirci yaratmıştır.Ionesco, yaşadığı topluma ve dünyaya yabancılaşan duyarsızlaşan insanları Gergedanlaşmalarını sahneye getirmiştir. Kuşkusuz bütün dönemlerde cesurca sözünü söyleyen tiyatro sanatçıları yanı sıra güçlünün ve haksızın oyuncağı olan güçlünün ‘’şakşakçısı’’, eğlencelik taklitçiler de vardır. Biz onları tarihin her döneminde tiyatroculardan ayırır ve ‘’soytarı’’ olarak adlandırırız. Tiyatro sanatının toplumsal görevini yaşamlarının en değerli amacı kabul etmiş olanlarla ‘’soytarıları’’ ayırt etmek hem tiyatro sanatçılarının hem de seyircinin görevidir.
Bugün tüm dünyada yaşanan savaşlar, entrikalar ve haksızlıkların kanıksanmasını önlemekle görevli olan bir sanat alanıdır Tiyatro. Çünkü medyanın dev gücü büyük sesi haklıyı haksızı karıştırmaya neden olacak karmaşık ve etkili yöntemlere sahiptir. En kötüsü insanoğlunun yaşanan acılara, yaklaşan büyük felaketlere karşı iletişimsiz kalmasıdır. Tiyatro insan erdemlerini toplumların yaşamında hep hatırlatmaya, yanlışlara güldürmeye, kötülerin sefil bencilliklerini yüzlerine vurmaya devam edecektir.
Önder Paker